Diyabet hastalığı, insanlarda çeşitli komplikasyonlara neden olan bir rahatsızlıktır. İnsülin hormonu yetersizliği yüzünden ortaya çıkan metabolik işlev bozukluğudur. Hastalarda kan şekeri yüksekliğinden dolayı ağız kuruluğu, açlık, susuzluk, kilo kaybı, görme sorunları, halsizlik ve sinirlilik gibi olumsuz etkilere yol açar. Çok faktörlü bir hastalık olmasından dolayı çeşitli tedavi yaklaşımları vardır. Bu hastalarda insülin ya yeteri kadar salgılanmaz ya da insülin yeterince kullanılamaz. Diyabette bitkisel tedavi, komplikasyonların önlenmesi açısından alternatif yöntemler arasındadır. Diyabet tedavisinde kullanılan 400 üzerinde şifalı bitki vardır. Bu bitkilerde diyabetin komplikasyonlarını önleyici anti-diyabetik bileşiklerin antioksidan etkiye sahip olması oldukça önemlidir.

Anavatanı Hindistan olan bu bitki, insülinin serbest kalması için salgılatıcı özelliğe sahip anti-diyabetik etki yapar. Bunun toz haline getirilen tohumları pankreastaki insülin hormonu salgılayan beta hücrelerini uyarmaktadır.

Dünyada taş elma, Bengal ayva, ahşap elma gibi çeşitli isimlerle tanınan bu bitki, Hindistan'da kutsal sayılan bir ağaçtır. Meyveleri geleneksel tıpta ve besin olarak kullanılır. Bu ağacın yapraklarıyla hazırlanan sulu ekstre sindirimi destekler, kan şekerini düşüren etki yapar.

İçeriğinde bulunan eter çözücüleri ve çözünmeyen fraksiyon etkisiyle anti-hiperglisemik aktiviteye neden olur. Bunun yanında hipoglisemik ve antioksidan etkisi vardır. Diyabette bitkisel tedavi için hastalara 50 gr soğan suyu önerilmektedir. Bu doz, kan şekerini hatırı sayılır ölçüde düşürmektedir.

Kükürt içeren bileşiklere sahip olan sarımsak, hipoglisemik etkisiyle de çok önemlidir. Pankreasta beta hücrelerini ve insülini artıracak hepatik metabolizmaya önemli etkiler yapmaktadır. Düzenli olarak tüketilirse insülin salgılanmasını artırır. Ayrıca sarımsak yağı da lipit peroksiyonu içeren bir amino asit ihtiva eder. Bununla diyabetik semptomlar oldukça azalır.

Günümüzde oldukça revaçta olan Aloe Vera, jel ve lateks şeklinde iki ürüne ayrıştırılabilir. Özellikle diyabette jelin kullanımı, geç yara iyileşmesini büyük oranda önleyen bir bitkidir.

Bektaşi üzümünün çekirdekleri diyabette bitkisel tedavi için kullanılır. Bu, hafif diyabet hastalarında kan şekerini %73,51 düzeyinde, ağır hastalarda ise %17,72 oranında düşürür.

Özellikle Asya ülkelerinde anti-diyabetik olarak anti-hiperglisemik madde olarak kullanılan bir bitkidir. Tohumları, yaprakları ve bitkinin özü diyabet üzerine önemli etkilere sahiptir.

Anti-diyabetik olan mango lifli ekstresi diyabet hastalarına önerilir. Ancak meyvenin suyunda böyle bir etki bulunmamaktadır. Mangonun etkisi, bağırsaklardaki emilimi azaltmakla, dolayısıyla kan şekerini uygun seviyede tutmasıyla ortaya çıkar.

Antik çağlardan itibaren bilinen bu bitki, Tulsi olarak da bilinir. Sulu ekstresi ve yaprakları kan şekerini düşürmede oldukça etkilidir.

Baharat olarak oldukça yaygın kullanılan çemen, içerdiği amino asit bileşen sayesinde insülin salgılanmasını tetikler. Bu yüzden diyabette bitkisel tedavi önerileri arasında yer alır. Çemen, sabahları 2 su bardağı suya konularak kahvaltıdan önce içilirse, kan şekerini düşürmede etkili olur.

Diyabet hastalarına kekik çayı içmeleri tavsiye edilir. Ancak yüksek tansiyon hastaları ve gebe kadınlar açısından mutlaka doktora danışılması gereken bir çaydır. Sıcak suda 10 dakika demlenen kekiği süzerek, ılık olarak içebilirsiniz.

Bu bitkisel yiyecek diyabet hastalığının ilerlemesini durdurmaktadır. Bu nedenle hastalara her gün 4-5 adet ceviz yemeleri tavsiye edilir.

1 su bardağı kaynar suya konularak demlenen mersin yaprağı, aç karnına içildiğinde diyabette kan şekerini düşürücü etki yapar.

Diyabette bitkisel tedavi seçenekleri arasında tüketilmesi tavsiye edilen faydalı besinler olduğu kadar, zararlı olabilecek bitkiler ve besinler de vardır. Bunlar arasında mercimek, kuru fasulye ve yumurta önerilmeyenler arasında yer alır. Ayrıca yağlı besinler de tüketilmemelidir. Baharat tüketimi de dengede tutulmalıdır. Çünkü baharatlar salgı bezlerinin çalışmasını tetikler ve daha fazla salgı üretimine neden olur. Bu, insülin hormonu için de geçerlidir.